
Gitmek mi zor, yoksa kalmak mı derler…
Ben senden hiç gitmediğim için kalmak zor diyeceğim…
Günler, aylar, yıllar birbirini kovaladı ama sen dönmedin…
Tam içimdeki ateş küllendi derken; suretin görünüverir karşımda…
Sanki o güne kadar sana kızan, sitem eden ben değilim; erir buzlarım karşında, dayanamam onca zamanın hasretine…
Tadımlık birkaç günün sonrasında; en güzel rüyamın ortasında uyandırılırım sanki…
Sen yine gitmişsin…
Sen kaldığın yerden devam ederken; ben nerde kaldığımı unuturum…
Dostlarım yine söylüyor, hayatın bir dalından tutunmam gerektiğini…
Ben yine aynı ümitsizlikle sessiz kalıyorum, bu gidişi kabulleniyorum…
Oysa farkındayım on yılım geçti artık, hayalimizdeki gibi ne nişanlandık, ne de evlendik…
Biz birbirimize yasaklı olmuşuz ki, kavuşamadık…
Ara sıra gelip hem hasretini dindiriyorsun, hem de yarama neşter vurup gidiyorsun işte…
İnceldiği yerden kopsun, buna da kabul…
Çok bunaldığım da geçerim sokağınızdan gece yarısı…
O da yetmezse giderim dostlarımla Çamlığa içmeye…
Bunlar da kesmezse alırım elime kalem kâğıdı, yazarım içimden ne gelirse…
Genel de sana kızgın olduğumu yazarım…
Ama son sözüm hep aynı olur; ‘’ Seni Çok Seviyorum…’’
Kaynak : ferhatpusa.com